HUKUKTA DUYGULARIN DİRİLİŞİ
Authors : Orhan ALDANMAZ
Pages : 182-202
Doi:10.17755/esosder.50589
View : 10 | Download : 8
Publication Date : 2014-09-10
Article Type : Research Paper
Abstract :Öz Geleneksel anlayışa göre, duygular akılla bağdaşmazlar ve bundan ötürü de elden geldiğince onların düşünce sürecinde devre dışı kalmaları gerekir. Hukuk bilimi de teorik olarak akıl vasıtası ile normları keşfedip bunları pozitif olarak düzenleme çalışması olduğundan, hukuki normların ve kararların duygulardan arındırılması gerektiği ileri sürülmektedir. Bu çalışmada bu yaklaşımı sorgulamak amacıyla temelde duygularla hukuk ilişkisi mercek altına alınırken, aynı zamanda genel hatları ile akıl ve duygu ilişkisi analiz edilmektedir. Çalışmada ortaya çıkmıştır ki, insan aklı aslında daha bilinç düzeyine çıkmadan önce bir takım bilinçaltı duygusal muhakeme sürecinden geçerek şekillenmektedir. Bunun sonucu olarak da akıl ile duyguların birbirlerine zıt unsurlar olmadıkları ortaya çıkmaktadır. Akıl sayısız duyguların çarpışması sonucunda su yüzüne vuran duygular bileşkesidir. Hukukun üstünlüğü, adalet ve eşitlik kavramlarının ortaya çıkmasının ve bunların hayatta kalmalarının temelinde, insanın otorite ile ve birbirileri ile olan ilişkilerinde gizli olan duygular yatmaktadır. Öyle ise sonuç olarak denebilir ki, genel olarak hukuksal kavramların özünde gerçek hayatta yaşayan insanların duyguları vardır. Bu realite, bizi şu sonuca götürür: Somut pozitif normlar dediğimiz anayasa, kanun, tüzük, yönetmelik ve uluslararası antlaşma ve normlar duyguların ahenkleşmiş şeklidir. Bunlar hem duygular temelinde ortaya çıkarlar, hem de uygulamada duyguları etkileyip yönlendirirler. Dolaysıyla burada, hukukta duyguların dirilişine şahit oluyoruz. Anahtar Kelimeler: Akıl, duygu, hukuk, adalet, normlarKeywords : Akıl, duygu, hukuk, adalet, normlar