NİYÂZÎ-İ MISRÎ DÎVÂNI’NDA “MÜRŞİD” OLARAK “AŞK”
Authors : Erdem Can ÖZTÜRK
Pages : 114-131
Doi:10.28981/hikmet.426311
View : 14 | Download : 9
Publication Date : 2018-10-31
Article Type : Research Paper
Abstract :Tasavvuf edebiyatı, Klâsik Türk Edebiyatı’nın en zengin mecralarındandır. Mutasavvıf şairler, yazdıklarıyla İslâmiyeti anlatma, insanları irşad etme gayreti içindedirler. Bilhassa mürşidler tarafından tekke/tarikat/tasavvuf muhitinde kaleme alınan manzumelerde bu durum daha açık görülür. Müridlerini irşad etmek isteyen mürşid, sadece vaaz ve derslerle değil, şiirle de bu faaliyetlerini sürdürmeye çalışır. Tasavvufî eğitimin temel taşlarından biri aşktır. Bu aşk, Allah ve Peygamber aşkıdır. Tasavvufî eğitim sisteminde, müridlerin gönlüne evvela bu aşk nakşedilip, ardından yine bu aşkla kemâle varmayı hedefleyen bir irşad süreci başlar. Farzlar, sünnetler, helal ve haramlar gibi ilmihâl eğitimi hususlarında pek etkili olmasa da; müridlere İlâhî aşkı nakş etmenin en etkili yolu şiirdir. Çünkü şiirin muhatabı gönüldür; gönül ise aşkın mekânıdır. İşte bu sebeple olsa gerek, mürşidlerin çoğu aynı zamanda birer şairdir. Buradan anlaşıldığı itibarla aşk, tasavvuf eğitiminde temel taşlardan biri olmakla birlikte, bir nevî mürşidlik vazifesi de görmektedir. Mürid, yolun başında aşkı talim eder. Kendisine gösterilen nihâyî hedef de o aşkla fenâfillâha varmaktır. Bizim bu çalışmayla amacımız, aşkın mürşidlik vazifesini ne şekilde üstlendiğini örnek bir eser üzerinden incelemektir. Niyâzî-i Mısrî, tasavvufî edebiyatımızın en etkili ve en meşhur şairlerinden; kendi tarikat kolunu kurabilecek makama erişmiş şeyhlerdendir. Bu sebeple aşkın mürşidlik yönünün inceleneceği bu çalışma için örnek metin olarak Niyâzî-i Mısrî Dîvânı seçilmiştir.Keywords : Tasavvuf, Aşk, Mürşid, Niyâzî i Mısrî