LEYLÂ ERBİL'İN ROMANLARINDA MİNÖR OLUŞ
Authors : Meliha Yonca ERDEM
Pages : 365-383
Doi:10.28981/hikmet.881595
View : 13 | Download : 9
Publication Date : 2021-04-30
Article Type : Research Paper
Abstract :“Minör edebiyat” ifadesini Gilles Deleuze ve Félix Guattari, ilk defa Kafka: Minör Bir Edebiyat İçin (1975) adlı çalışmasında, katmanlaşmış edebiyatın fanusunu kıran bir edebiyat anlayışını açıklamak üzere kullanmışlardır. Deleuze ve Guattari, bu kitapta Kafka’yı sosyal-siyasi söylem yaratan aktif, politik ve yaşadığı çağın şahsiyeti bir yazar olarak; eserlerini ise “dilin yersizyurtsuzlaştığı”, “söylemin kolektifleştiği” ve konularının “siyasal olduğu” düşünceleriyle değerlendirmişlerdir. Değerlendirmenin içeriği, “minör oluş”un altyapısını meydana getirmesi sebebiyle önemlidir. Bu bağlamda söz konusu kavram, toplumsal ve politik işleve sahip, anti-ödipus (Otoritenin arzusuna uymayan, ticari olmayan) kolektif yargıları bünyesinde barındıran ve ortak dilin içinden doğan yabancı dil aracılığıyla icrasını gerçekleştiren bir edebiyatın neliğinin ve nasıllığının adını koymuştur. Türk edebiyatının 1950 kuşağı yazarlarından biri olan Leylâ Erbil, tüm eserlerinde geleneksel edebî algıya hem işlediği siyasi içerikler ve kolektif söylemlerle hem de şiir-roman metin düzeni ile kural tanımayan dili ve anlatımıyla başkaldırarak edebî oluşumları (fonetik, sentaks ve semantik) değişimin bizzat nesnesi hâline getiren minör bir edebiyatın örneğini vermiştir. Yazarın roman türündeki eserlerinde takip edilen minör özellikleri açıklığa kavuşturmak, makalenin araştırma konusunu meydana getirmiştir. İncelendiğinde her ne kadar yazarın tüm eserlerinde “minör oluş”un özellikleriyle karşılaşılsa da makalenin kapsam alanı dâhilinde ancak üç romanı üzerinde tahlil ve değerlendirme yapılmış ve bu yolla yazarın romanları hakkında tümevaran yargılara ulaşılmıştır. Böylece Leylâ Erbil’in Tuhaf Bir Kadın (1971), Cüce (2001) ve Üç Başlı Ejderha (2005) adlı eserlerinden hareketle dili nasıl yersizyurtsuzlaştıran hâlde yoğurduğu, ülke siyasetinin kaotik süreçlerinde yaşanan meselelere ne şekilde parmak bastığı ve birtakım metaforlarla tekil olanı hangi açılardan “kolektif söylem”e dönüştürdüğü açıklığa kavuşturulmuştur.Keywords : Minör edebiyat, Leylâ Erbil, roman, toplumsal, politik