Japonya’ya Müslüman Göçü
Authors : Elif Büşra KOCALAN
Pages : 733-757
Doi:10.14395/hititilahiyat.689578
View : 15 | Download : 6
Publication Date : 2020-12-30
Article Type : Research Paper
Abstract :Japonya ile Müslümanların karşılaşması 19. yüzyılın sonlarına denk gelmektedir. Tokugawa döneminde yaklaşık 250 yıl boyunca kendini dünyanın büyük bir kısmına kapatan Japonya, 1853 yılında Amerika Birleşik Devletleri\`nin etkisiyle dünyaya kapılarını açmış ve dünyanın birçok ülkesi ile iletişim kurmaya başlamıştır. Müslümanlar ve İslam dünyasıyla karşılaşması da bu dönemin ardından olmuştur. Japonya\`ya ilk gelen Müslümanların ticaret gemileriyle gelen tüccarlar olduğu düşünülmektedir. Böylece, Müslümanların Japonya\`ya yolculuğu, 19. yüzyılın sonlarına doğru Hintli Müslüman tüccarlarla başlamıştır. 1905 Rus-Japon savaşından sonra Japonya\`ya sığınan Türk-Tatar Müslümanlar, Japonya\`daki ikinci önemli Müslüman göçmen grubudurlar. İkinci Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında Hintli ve Türk-Tatar Müslümanlar ya anavatanlarına dönmüş ya da başka ülkelere göç etmişler ve göç açısından durağan bir döneme girilmiştir. Savaşı takip eden yıllarda iş ve eğitim gibi bazı amaçlar ile yapılan bireysel ziyaretler dışında Müslüman ülkelerden önemli bir göç faaliyeti yaşanmamıştır. Üçüncü göç dalgası, 1970\`lerden sonra Japonya\`nın ekonomik açıdan hızla geliştiği ve yabancı iş gücü göçünün başladığı döneme denk gelmektedir. Bu dönemi takiben Endonezya, Pakistan, Bangladeş ve İran gibi ülkelerden daha iyi çalışma koşulları ve maaş arayan birçok kimse kendilerini Japonya\`da bulmuştur. Onları, yoğunlukla çalışmak ve okumak amaçlı gelen Endonezyalı ve Malezyalı Müslüman stajyerler takip etmektedir. Günümüz Japonya’sındaki Müslüman sayısı, son dönemde iş veya eğitim sebebiyle ülkeye kısa bir süreliğine gelen göçmenler, 1970’ler sonrası çalışmak için gelmiş, ülkeye yerleşmiş, aile kurmuş ve ikinci nesilleri yetiştirmeye başlayan yerleşik göçmenler ve Japon Müslümanlar da dâhil olmak üzere tahminen 150.000 kişi civarındadır. Bu sayının% 10\`u Japon Müslümanlar, geri kalanı ise göçmen olarak kabul edilmektedir. Çağdaş Japon toplumunda göçmen Müslümanlar ayrımcılıktan uzak bir yaşam sürmekte ve sayıları gün geçtikçe artan cami, mescit, İslami kuruluşlar ve helal yemek hizmetleri ile dini ihtiyaçlarını karşılamada önemli sorunlar yaşamamaktadır. Öte yandan, toplumun kalıcı üyeleri olarak kabul görmede birtakım problemler ile karşılaşmaktadırlar. Bu çalışmanın amacı Japonya\`ya Müslüman göçü tarihini gözden geçirmek ve Japonya\`daki göçmenlerin mevcut durumunu incelemektir. Bunun için, 2016 Eylül - 2017 Aralık ile 2019 Şubat ve 2020 Ocak dönemleri arasında toplam 2 buçuk yıl Tokyo’da sürdürülen kütüphane ve saha çalışmasında toplanılan literatür ve gözlem verilerine başvurulacaktır. Japonya\`ya Müslüman göçü tarihi bir asırdan fazla bir süre önce başlamasına rağmen, göçmen Müslümanların Japon toplumunun kalıcı bir parçası olarak kabul edilmekte hala güçlükler yaşadığı görülmektedir. Bunun iki nedeni olabilir. Birincisi, istikrarsız göç dalgalarıdır. Göçmenlerin İkinci Dünya Savaşı sırası ve sonrasında anavatanlarına dönmeleri veya başka ülkelere göç etmeleri sebebiyle, Japonya\`da 80\`li yıllara kadar sabit bir Müslüman nüfus oluşmamıştır. İlk camiler ve eğitim merkezleri uzun zaman önce kurulmasına rağmen Japonya\`daki Müslümanların sayısı ancak 70\`li yıllardaki göç dalgasından sonra istikrarlı bir şekilde artmaya başlamıştır. İkincisi ise, Japon toplumu, bir yabancının Japoncayı yeterince öğrenmesinin mümkün olmayacağı ve Japon toplumsal hayatına ve kurallarına uyum sağlayamayacağı düşüncesiyle asla bir Japon gibi yaşayamayacağı kanısında olup yabancıları misafir olarak görme alışkanlığına sahiptir. Bu yüzden de, göçmen bir Müslüman Japonya’da ne kadar uzun yaşamış olursa olsun, bir işi ve ailesi de olsa bile, toplum tarafından geçici ve misafir olarak görülebilmektedir. Bu durum göçmen bir kimsenin başarılı bir şekilde sosyalleşmesinin ve topluma aidiyet hissetmesinin önünde bir engel oluşturmaktadır. Ancak, göçmenlerin ülkedeki kalış süreleri uzadıkça ve dile hakimiyetleri arttıkça Japon toplumuna olan uyumları da artmaya başlamakta, ev sahipleri ile gittikçe daha anlamlı ilişkiler kurmakta ve Japonya’daki yaşamlarından memnuniyetleri artmaktadır.Keywords : Din Sosyolojisi, Göç, Japonya, Müslüman Göçü, Japonyada Müslümanlar