- Hitit İlahiyat Dergisi
- Volume:19 Issue:2
- Bir Yöntem Çalışması Olarak Peygamber Kıssalarına Yaklaşım Biçimlerinin Tespiti
Bir Yöntem Çalışması Olarak Peygamber Kıssalarına Yaklaşım Biçimlerinin Tespiti
Authors : Hamdullah ARVAS
Pages : 1125-1153
Doi:10.14395/hititilahiyat.752958
View : 14 | Download : 5
Publication Date : 2020-12-30
Article Type : Research Paper
Abstract :Nübüvvet, Allah ile insan arasındaki iletişimi, inanç esaslarının üzerine bina edildiği temel yapıyı ifade etmesi bakımından vahye dayanan dinlerin kurucu doktrinidir. Bu öneminden hareketle dinî hakikatleri inkâr edenler ile onu savunanlar nübüvvet konusuna odaklanmışlardır. Tanrıya inanmayanlar, Hristiyanlar, Yahudiler ile Berâhime ve Sümmâniye gibi gruplar İslâm’ın nübüvvet anlayışını eleştirirken kelâmcılar nübüvveti akıl ve nassla temellendirmeye çalışmışlardır. Bu süreçte beşâirü’n-nübbüvve ile delâilü’n-nübüvve temaları çerçevesinde argümanlar geliştirmişler ve eleştirilere cevaplar veren geniş bir literatür oluşturmuşlardır. Bu kapsamda üzerinde görüş belirtilen konulardan biri de kıssaların asliyeti ve hakikati meselesidir. Fakat kelâmcıların bu meselede çok fazla görüş belirtmedikleri bilinen bir gerçektir. Bu tespitle tasarlanmış çalışmamızda kelâmcıların, vahyin hakikati konusunda ileri sürdükleri görüşlerden yola çıkarak peygamber kıssaları konusundaki temel yaklaşımları tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu amaçla ilk olarak nübüvvet tarihini ifade eden peygamber kıssalarının hakikat ve özgünlüklerinin nasıl ele alındığı konusunda Pozitivist, Psikanalisttik ve Dinî-Teolojik yaklaşım biçimleri incelenmiştir. Mahiyet ve muhteva bakımından kıssalara yönelik yaklaşım biçimlerinden biri olan Pozitivist yaklaşımda, tıpkı Berâhime ve Sümmâniye fırkalarında olduğu gibi akıl yeterli görülmektedir. Dini hakikatleri reddeden natüralistler ile Tanrı’nın varlığını kabul etmekle birlikte vahyin imkânına kuşku ile bakan deistler kıssaları hakikat bakımından gerçek dışı, aidiyet bakımından da mitolojik anlatıların dinî inanç üzerindeki bir yansıması şeklinde değerlendirmektedirler. İkinci anlayış biçimi olan psikanalisttik yaklaşımda kıssalardaki metaforlar, rüya veya müşahede ile tecrübe edilen ilâhî veya beşerî semboller olarak konumlandırılmaktadır. Dini-teolojik yaklaşıma göre ise vahiy, bütün içeriği ile ilâhî kaynaklı olup sarsılmaz bir şekilde kesin hakikatlere delalet etmektedir. Bununla birlikte vahyin imkânını kabul edenler, kıssaların, hakikatin yalınkat bir ifadesi mi yoksa belirli anlamları vermek üzere oluşturulmuş sembolik mesajlar mı olduğu konusunda görüş ayrılığına düşmüşlerdir. Bu bağlamda üç yaklaşım biçimi ortaya çıkmıştır. Bu yaklaşımlardan birincisi kıssaların lafızlarının gerçek manası ile hakikat addedildiği literalist görüştür. İkincisi kıssaların zâhirî manalarının altında sırların bulunduğunu, bu sırlara şeriat ehlinin değil de sadece hakikat ehlinin ulaşacağını düşünen bâtınî yaklaşımdır. Üçüncü yaklaşım ise kıssaların gerçek anlamına erek dilin anlaşılması ile ulaşılacağını belirten Ehlî te’vilin görüşüdür. Kur’ân ayetlerinin lafzı ile hakikati temsil ettiğini iddia edenler ve bunların yorumlanması ile hakikate ulaşılacağını iddia edenler arasındaki görüş farklılığında İbn Rüşd’ün din ve felsefe arasındaki ayrıma dikkat çektiği çifte hakikat yaklaşımı dikkate değer bir yöntem olarak ön plana çıkmıştır. Böylece din ve felsefenin sahası birbirinden ayrılmış, te’vilin gerekli olduğu alanlar ile iman edilmesi gereken alanların birbirine karıştırılmaması hususu önem kazanmıştır. Sonuç önerisi olarak kelâmcıların bu perspektifi dikkate alması, modern dönemde din ile bilim arasında üretilen gerilimden bir çıkış yolu sağlaması bakımından önemli görülmüştür. Çalışmamızda Kur’ân kıssalarına yaklaşım biçimleri incelenirken hem nübüvvet konusunda ortaya konulacak çalışmalar için bir yöntemin sunulması hem de kelâmcıların bu konudaki temel yaklaşımlarının tespit edilmesi hedeflenmiştir.Keywords : kıssa, Kelâm, Nübüvvet, Pozitivizm, Psikanalizm, Bâtın, Tevil