- HUMANITAS - Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi
- Volume:4 Issue:8
- YAPIT ÇÖZÜMLEMESİNDE TOPLUMELEŞTİRİ, YAZIN TOPLUMBİLİMİ YÖNTEMLERİ VE LUCİEN GOLDMANN’IN OLUŞUMSAL Y...
YAPIT ÇÖZÜMLEMESİNDE TOPLUMELEŞTİRİ, YAZIN TOPLUMBİLİMİ YÖNTEMLERİ VE LUCİEN GOLDMANN’IN OLUŞUMSAL YAPISALCILIĞI
Authors : İrfan Atalay
Pages : 387-412
Doi:10.20304/humanitas.280243
View : 15 | Download : 13
Publication Date : 2016-12-20
Article Type : Research Paper
Abstract :XVII. Yüzyılda Avrupa genelinde başlayan sanayileşmedeki gelişim siyasal ve ekonomik düzlemlerdeki birikimleriyle oluşmuş yapı ve katmanlarını altüst eder. Toplumsal planda yeni yapılanmaların zorunluk haline gelmesiyle, toplumu yöneten ve yönlendiren dizgelerin devreye girmesi kaçınılmaz olur. Değişik ekonomik dizgelerin küresel arenada devreye sokulması çabalarına karşın, kapitalist dizgenin diğerlerine sağladığı üstünlük tartışma götürmez bir gerçekliktir. Bu dizge, insanı ve onun başkalarıyla olan ilişkilerini zamanla değiştirir, yozlaştırır ve sıkıntılı hale getirir. İnsan artık özdeksel edinimlerinin peşinden koşar. Toplumda egemen hale gelen bu anlayış, sanat ve edebiyata da yansır. Bu yansımanın etkisiyle yazınsal ürün verilen alanlarda da günümüz gerçekliğine uygun yöntem ve öğretiler geliştirilir ve yazınsal yapıtlar da bu bağlamda değerlendirilir. Tarihsel süreçte yazınsal türlerin eleştirisi için benimsenen ve geliştirilen pek çok yaklaşıma tarihsel, Marksist ve toplumbilimsel eleştiri yöntemleri de eklenir. Lucien Goldmann’ın oluşumsal yapısalcılık diye adlandırdığı toplumbilimsel yöntemi bir yapıtı, içinde barındırdığı anlamlı bütünlüklerden hareketle, toplum gerçeklikleri göz önünde bulundurularak çözümlemeyi amaçlar. Bu yöntemde yapıt yazarı, insanlık değerlerinden uzaklaşmış, yozlaşmış, mutluluğunu kaybetmiş ve parasal değere sahip özdekler peşinde koşan, kapitalist dizgenin acı ve sıkıntılara boğduğu bir toplumun beklenti, özlem ve arayışlarını dile getiren aydın kimlikli bir temsilciden başkası değildir. O sadece toplumun bilincini oluşturan şeyleri diğer bireylerine göre dile getirmekte daha başarılı bir kimsedir. Onun rolü toplum bilincini yansıtmaktan öteye geçmediğine göre, yapıtın eleştirisinde de rolü göz ardı edilebilir. Goldmann, bir diğer Marksist eleştirmen ve kuramcı George Lukács’dan da esinlenerek, günümüz toplumlarının antik dönem toplumlarının aksine gerçek değerlerini yitirdiklerini ve yitirilen bu değerlerin arayışı için boşuna bir çaba içinde olduklarını söyler. Roman evreninde bu arayışın temsilcisi olan roman kahramanı, yaşanılan toplum gerçekliğine uygun olarak sorunsal bir kişiliğe sahiptir ve arayışı kaçınılmaz olarak hüsranla sona erer. Çalışmamız, yöntem gereği metinde yer alan içsel olguların saptanmasını içeren anlama ve dışsal yapıların yapıttaki sorunsalla ilintilerini içeren açıklama aşamalarının anlaşılmasını isteyen Goldmann’ın yöntemini tanıtmayı amaçlamaktadır.Keywords : Toplumsal eleştiri, oluşumsal yapısalcılık, Marksist eleştiri