BELGESEL YAZIN
Authors : Şener BAĞ
Pages : 39-46
Doi:10.20304/husbd.76346
View : 15 | Download : 9
Publication Date : 2014-06-01
Article Type : Other Papers
Abstract :Bu çalışmada, araştırma materyallerine dayalı, kurgusal olmayan yazınsal metinler olarak tanımlanan belgesel yazın ele alınmıştır. Roman, röportaj, tutanak, tiyatro oyunları, televizyon filmleri gibi çok farklı türleri de kapsayan belgesel yazının başlangıcı 1920’li/30’lu yıllara dayanır. Sol Cephe (Linke Front der Künste), Literatura Fakta Manifesto (1929)’sunda günlük yaşamın ve üretimin tüm alanlarını etkileyecek olan toplumsal bir yarar amaçlayan bir sanatın gerekliliğini vurgular. Bu manifosto ile o ana kadar geçerli olan geleneksel sanat ölçüleri yadsınarak, yazında kurmaca olmayan biçimlerin kullanılması zorunluluğu dile getirilmiştir. Almanya'da 1924'den itibaren belgesel yazında ilk adımlar, İşçi Yazışma Hareketiyle (Arbeiterkorrespondenzbewegung) atılmıştır. İşçiler, akşamları yazın kurslarına katılarak, yazınsal etkinlikte bulunmaya başlamıştır. Bu etkinliklerde kullanılan biçimlerin arasında, işçi sınıfının içinde yaşamak zorunda olduğu olumsuz koşullara dikkat çeken röportajlar ağırlıklı olarak yer almaktadır. 1960’lı yıllara gelindiğinde 1966-67 ekonomik krizi ile Vietnam Savaşı gibi güncel olayları irdeleyen belgesel yazın alanına giren yapıtların daha çok da Almanya’da büyük bir açılım bulduğu söylenebilir. Bu nedenle belgesel yazını Alman Yazınına özgün bir tür olarak da nitelemek kimileri için olasıdır. Belgesel yazın alanında özellikle de sanatsal olan ile sanatsal olmayan arasındaki sınır sorunu söz konusudur. Belgesel yazının daha iyi anlaşılabilmesi için bu türde yapıtlar veren kimi yazarlar, bu kavramın anlamsal kapsamının genişletilerek yalnızca kurmaca olarak sınırlandırılmaması önerisinde bulunmaktadır.Keywords : Belgesel Yazın, Belgesel Düzyazı, Belgesel Tiyatro, Röportaj