- HUMANITAS - Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi
- Volume:12 Issue:24
- AHMET MİTHAT EFENDİ’NİN “OBUR” İSİMLİ HİKÂYESİNDE MEDDAHIN SESİ VE GÖLGESİ
AHMET MİTHAT EFENDİ’NİN “OBUR” İSİMLİ HİKÂYESİNDE MEDDAHIN SESİ VE GÖLGESİ
Authors : Ayşe Nur Özdemir
Pages : 277-292
Doi:10.20304/humanitas.1496398
View : 122 | Download : 110
Publication Date : 2024-10-15
Article Type : Research Paper
Abstract :Meddahlık, Türk tahkiye geleneğini zenginleştiren kollardan biridir. Meddahlar, yüzyıllar boyunca kahvehanelerden saraylara kadar çeşitli mekânlarda kalabalık insan gruplarının karşısına çıkarak irticalen anlattıkları hikâyelerle, yaptıkları taklitlerle hitap ettikleri kitleyi eğlendirmiş ve dinleyenlerin keyifli vakit geçirmesini sağlamışlardır. Özellikle anlatıcı ile dinleyici arasında etkileşime dayanan bu tahkiye kolu, yenileşme devri Türk edebiyatı için de bir model olmuştur. Tanzimat Dönemi Türk edebiyatının önde gelen isimlerinden olan Ahmet Mithat Efendi, ilk Avrupai hikâye ve roman denemelerini yaparken bu zengin ve köklü geleneğin etkisinde kalmıştır. Roman türüne hazırlık safhası olarak değerlendirilebileceğimiz, 1870-1894 yılları arasında yayımlanan Letâif-i Rivâyât külliyatı, bir tiyatro ve geri kalanı hikâye olmak üzere toplam otuz metni ihtiva eden yirmi beş cüzden oluşur. Söz konusu külliyattaki eserler, vakayı sondan başlayarak hikâye etmek, hikâyenin nasıl kurgulandığını anlatmak, metne müdahale ederek tıpkı meddahlar gibi muhatapla sohbet etmek, eserin ön sözünü hikâyenin bir parçası hâline getirmek gibi yazarın kullanmış olduğu farklı tekniklerle dikkati çeker. Zikredilen teknikler arasında özellikle meddah üslubu, bu yeni türü halka kabul ettirmek için onun aşina olduğu yöntemleri kullanma yoluna giden yazarın sık başvurduğu yöntemlerden biridir. Bahsi geçen üslup yazarın birçok eserine sirayet etmekle birlikte Karı Koca Masalı ve “Dolaptan Temaşa” gibi anlatı metinlerinde daha da görünürdür. Bu zamana kadar özellikle Karı Koca Masalı anlatıcı-muhatap ilişkisi bağlamında ele alınarak değerlendirilmiş ve söz konusu anlatıda hâkim olan anlatıcının özellikleri üzerinde durulmuştur. Bununla birlikte belirtilen üslubun Letâif-i Rivâyât külliyatının on üçüncü hikâyesi olan “Obur”da tam manasıyla kullanıldığı ve hikâye kişilerinin meddah hikâyelerinin kalıplaşmış tipleriyle çok benzer olduğu görülür. Yapılan literatür taramasında “Obur” üzerine, özellikle onun meddahlık geleneği ile bağdaşan yönlerini ortaya koyan bir çalışma olmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle bu makalede “Obur”un meddah hikâyeleriyle benzeşen yönleri üzerinde durularak Ahmet Mithat Efendi dolayısıyla Tanzimat Dönemi’nde eski hikâyecilik geleneğinin izlerini sürmek amaçlanmıştır.Keywords : Sözlü gelenek, Meddah hikâyeleri, Ahmet Mithat Efendi, Letâif i Rivâyât, Obur