- İhya Uluslararası İslam Araştırmaları Dergisi
- Volume:8 Issue:2
- Miftâhu’l-Ulûm’da İlmü’l-Edeb Kavrayışı
Miftâhu’l-Ulûm’da İlmü’l-Edeb Kavrayışı
Authors : Abdullah YILDIRIM
Pages : 870-892
View : 9 | Download : 7
Publication Date : 2022-07-14
Article Type : Research Paper
Abstract :İslâm geleneğinde daha çok meânî ve beyan gibi belâgat bilimlerinin tedvini konusundaki etkisi ile bilinen Miftâh esasen nahivden mantık ve şiire uzanan çok daha kapsamlı ve sistematik bir içeriğe sahiptir. Sekkâkî bu içeriği eserin mukaddimesinde ilmü’l-edeb üst başlığıyla ifade eder. Müellifin bu tutumu bir yönüyle, Arap dil ve edebiyat bilimlerinin tasnifi anlamına gelir. Ancak Miftâh’taki temel amaç bundan çok daha temelli olup düzenli dilsel ifadelerin manası ve edebi değerinin nasıl açıklanabileceği fikrine odaklanır. Öte yandan eserin mukaddime kısmında yapılan açıklamalar müellifin edeb kavramını nasıl tasavvur ettiğine ve bir bütün olarak dil ve edebiyat incelemelerine yönelik yaklaşım şeklinin ne olduğuna ilişkin ipuçları barındırır. Sekkâkî edeb derken, dilin en üst düzey ve kalitede kullanım becerisi anlamına gelen bir dil ve edebiyat melekesini kastetmez. Bunun tam aksine müellif, ilmü’l-edeb ile Arap dilinde oluşturulan herhangi bir sözü anlama/açıklama ya da yeni bir söz inşâ etme konusunda hatadan kaçınma, diğer bir deyişle doğru bilgiye dayalı yolu tutabilecek teorik yetkinliğe ermeyi anlar. Bu anlamda Miftâh’ın telifindeki temel kaygı ve yönelim, okurda pratik ve fiili bir yetkinlik oluşturmak olmayıp bütünüyle teoriktir. İlmü’l-edeb konusundaki bu nazarî tutumun tabiî bir neticesi olarak müellif, özellikle meânî, beyan, istidlâl, şiir gibi bazı edeb türlerinin yüksek bir fikrî çabayı gerektirdiğini düşünür. Tam da bu nedenle bu ilimle meşgul olan kimseler (sâhib-i edeb) ilgili bilim dallarının tümünde kalem oynatmamışlardır. Kuşkusuz bu durumun, söz konusu kişilerin genel ilmî birikimleriyle de ilişkisi vardır. Nitekim Sekkâkî’nin yaşadığı dönem itibariyle genel ilim kamuoyundaki ilmü’l-edeb algısı daha ziyade lügat ve nahiv ilimleriyle sınırlıdır. Halbuki Miftâh, ilmü’l-edebin usûl şeklinde adlandırılan tüm alt dallarında özellikle de belâgat bilimlerinin tedvini konusunda iddialı bir metindir. Öte yandan Miftâh’ın muhtevası ve sistematiği, Sekkâkî’nin temel amacının eksiksiz bir ilmü’l-edeb dökümü ve tasnifi yapmak olmadığını göstermektedir. Çünkü müellif, eserinde edebin tüm alt başlıklarına yer vermez. Kendi ifadesiyle, yalnızca zorunlu gördüğü edeb türlerini almıştır. Bununla kastedilen; nahiv, meânî, beyan ve istidlâl gibi edebin teorik incelemeye konu olan ve bir bilim olarak tedvin edilen alanlarıdır. Bu durum Miftâh’ın, eserin mukaddimesinde ortaya konan nazarî edeb kavrayışıyla tamamen mutabık şekilde telif edildiğini gösterir.Keywords : Sekkâkî, Miftâhul ulûm, İlmül edeb, Arap Dili,