- İnönü Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik Dergisi (İNİF E-Dergi)
- Volume:9 Issue:1
- METROPOLİS-1927 VE METROPİA-2009: DIŞAVURUMCU SİNEMANIN TEKNO-TOTALİTER GELECEK TAHAYYÜLÜNÜ HATIRLAM...
METROPOLİS-1927 VE METROPİA-2009: DIŞAVURUMCU SİNEMANIN TEKNO-TOTALİTER GELECEK TAHAYYÜLÜNÜ HATIRLAMAK
Authors : Mustafa C. Sadakaoğlu
Pages : 95-110
Doi:10.47107/inifedergi.1416211
View : 23 | Download : 20
Publication Date : 2024-05-30
Article Type : Research Paper
Abstract :Öz Birinci Dünya Savaşı’nın gündelik hayata tezahür eden ayırt edici yanlarından biri savaş sonrası evlerine dönen askerlerin karşılaştıkları tekinsiz dünyanın ilerleyen yıllarda sanatsal eğilimlerde doruğa ulaşacak dışavurumcu akım üzerinde güçlü etkiler bırakmış olmasıdır. Buna göre, hafızalara kazınan uzun siper bekleyişleri ve kimyasal gaz saldırılarıyla endüstriyel savaşın tüm acımasızlığını deneyimleyen eski askerlerin evlerine döndüklerinde yüzleşmek zorunda kaldıkları yegâne gerçek, sefaletten başkaca bir şey değildir. Bu minvalde yüzyılın ilk çeyreğinde Fransa, Rusya, Çekoslovakya, Polonya ile kısmen Britanya ve Amerika Birleşik Devletleri’nde etkili olan dışavurumcu sinema akımı Alman sinemasında derin izler bırakmıştır. Zira kitlelerin ruhunu ele geçiren karamsarlık ve ideolojik bunalımlar, dışavurumcu sinema filmleri aracılığıyla sanat yapıtlarına yansıtılmıştır. Bu filmlerde, kitlelerin içine savurulduğu karamsarlık kentler ve kentleri tamamlayan mimari yapılarda somutlaşırken, filmleri tamamlayan tüm bu unsurlar dramatik anlatılarda öne çıkan endüstriyel ruh aracılığıyla temsil edilmiştir. Bu çerçevede çalışmanın birinci aşamasında savaş sonrası dışavurumcu sinema anlayışı odağa alınmakta ve endüstriyel uygarlığın bir sonucu olarak kavranan distopik dünya tahayyülüne yönelik kötümserliğin kaynakları tartışılmaktadır. Bu maksatla öncelikle Fritz Lang’in Metropolis-1927 adlı filminde doruğa ulaşan tekno-totaliter gelecek tasavvuru irdelenmektedir. Diğer yandan dışavurumcu sinemanın tekno-totaliter gelecek tasavvuru, çalışmanın ikinci aşamasını oluşturan Tarik Saleh’in Metropia-2009 adlı animasyon filmiyle yeniden hatırlanmakta ve her iki film mizansen unsurları odağa alınacak şekilde karşılıklı olarak incelenmektedir. Çalışma neticesinde iki filmin dramatik anlatı ve tekno-totaliter gelecek tahayyülü bakımından önemli oranda benzeştiği ancak mizansen eleştirisi çerçevesinde dramatik anlatının sunuluşunda bir dizi farklılığın göze çarptığı sonucuna varılmıştır.Keywords : Savaş, Sinema, Fütürizm, Makine Estetiği, Tekno Totaliter Gelecek