GEBELİKTE DUYGULANIM BOZUKLUĞU
Authors : Gülseren DAĞLAR, Naim NUR, Dilek BİLGİÇ, Merve KADIOĞLU
Pages : 27-40
View : 15 | Download : 12
Publication Date : 2016-07-01
Article Type : Research Paper
Abstract :Duygulanım bozukluklarından anksiyete ve depresyona, erkeklere oranla kadınlarda ve özellikle doğurgan çağdakilerde sık olarak rastlanmakta ve gebelik ile birlikte bu sıklık gittikçe daha fazla artmaktadır. Fizyolojik ve psikososyal değişikliklerin yaşandığı bir dönem olan gebelik ve doğum süreci, aynı zamanda kaygı ve strese yol açan birçok etkenle karşılaşma riskinin de yüksek olduğu bir dönemdir. Bebeğin sağlık durumu ve doğumda ortaya çıkabilecek bir takım risklerin bebeğe zarar verme ihtimali gibi fetusa odaklı düşünceler anneyi strese sokar ve kaygılandırır. Gebelerde kaygının artması depresif semptomlara yol açabileceği gibi depresyonun olması da gebenin endişesinin, anksiyetesinin artmasına neden olabilmektedir. Gebelikte en yaygın olarak görülen duygulanım bozukluğu olan depresyonun postpartum dönemde de devam etmesi durumunda sadece anneye zarar vermekle kalmayıp çocuğunun ileriki yaşamını da olumsuz etkileme riskini beraberinde taşımaktadır. Bu nedenle gebelik depresyonunu önlemedeki ilk adım önleyici girişimlerin yapılabilmesi için risk altındaki kadınların belirlenmesidir. Hafif ve orta düzeydeki depresyon belirtilerine yönelik yaklaşımda ilk seçenek olarak psikoterapi ve psiko-eğitim, daha ağır formlarda ise ilaç kullanılması seçeneği devreye girmektedir. Gebelik ve doğum sonu sürecin sağlıklı geçirilmesinde, bebeğin ve ailenin diğer üyelerinin sağlıklı bir yaşam sürmelerinde başta ebe, hemşire ve hekim olmak üzere sağlık çalışanlarına önemli sorumluluklar düşmektedir.Keywords : Gebelik, depresyon, anksiyete, ebe, hemşire