- Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Volume:4 Issue:Ek 1
- Tasavvufta Marifetin Meyvesi Rahmet Ahlâkı ve Hizmet
Tasavvufta Marifetin Meyvesi Rahmet Ahlâkı ve Hizmet
Authors : Dilaver SELVİ
Pages : 85-155
Doi:10.17050/kafkasilahiyat.372843
View : 14 | Download : 9
Publication Date : 2017-12-01
Article Type : Research Paper
Abstract :Marifet, Allah Teâlâ’yı yakinen tanımaktır. Bu marifete ve müşahedeye ulaşan kimseye tasavvufta “arif” denir. Arif, Cenab-ı Hakk’ın boyasıyla boyanmış, ahlâkı ile ahlâklanmış, ihsan mertebesine ulaşmış, Rahmet Peygamberinin (s.a.v) rahmet ahlâkına varis olmuş kâmil insandır. Cüneyd-i Bağdâdî, “Bir kimse, iyilerin ve kötülerin üzerine basıp gittiği yer gibi (herkese tahammüllü), herkesi gölgelendiren bulut gibi (iyiliği umumi), sevdiğine ve sevmediğine suyunu akıtan yağmur gibi (herkese faydalı) olmadıkça arif olamaz” der. Arifler, bütün halkı, kendi ailesi gibi görmeyen kimsenin sufi olamayacağı görüşündedir. Bu tebliğimizde arif sufilerin, marifet ve veraset nuru ile bütün halka nasıl şefkatle baktıklarını, onların herbirini ilahî bir sanat ve emanet gördüklerini, mümin-kafir ayırımı yapmadan can taşıyan herkese hizmeti nimet bildiklerini, bir gönül kazanmak, onu ihya etmek ve sevindirmek için nelere katlandıklarını ve en önemlisi sahip oldukları ilahî aşkı ve manevî değerleri insanlarla paylaşmak ve onları ebedî saadete ulaştırmak için nasıl bir ömür uğraştıklarını örnekleriyle tespit etmeye çalışacağız. Böylece, Kur’an ve sünnetin canlı şahitleri olan velilerin şahsında günümüz insanının manevî sorunlarına nasıl çözümler bulunabileceğini göreceğiz. Bu arada konuyla ilgili Ebü’l-Hasan- ı Harakânî’nin söz, tavsiye ve örnek hallerine özel yer vereceğiz.Keywords : Arif, sufi, marifet, hizmet, Harakânî