- Kafkas Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi
- Volume:8 Issue:16
- Nûr Sûresi 35. Âyet Bağlamında Müteşabih Kavramının Sınırları Açısından Analizi
Nûr Sûresi 35. Âyet Bağlamında Müteşabih Kavramının Sınırları Açısından Analizi
Authors : Osman KABAKÇILI
Pages : 817-830
Doi:10.17050/kafkasilahiyat.944618
View : 11 | Download : 6
Publication Date : 2021-07-11
Article Type : Research Paper
Abstract :Bu makalede müteşabih kavramı, sınırları açısından değerlendirilmektedir. Müteşabih kavramının terim anlamı, genellikle müteşabihleri sadece Allah’ın bileceği bağlamında ele alınır. Bu sebeple müşkilü’l-kur’ân bağlamında değerlendirilmesi gereken hususların müteşabih kapsamında değerlendirilemeyeceği üzerinde durularak, bunların karineler ile çözülecek hususlar olduğu belirtilir. Hz. Peygamber’in Abdullah b. Abbas (öl. 68/687) hakkında “Allah’ım ona tevili öğret” buyurmasının, müteşabihleri bazı kişilerin bileceği konusuna delil olamayacağı belirtilir. Âli İmran sûresi 7. âyette geçen ilim kavramının kapalı olduğu, bununla hangi ilmin kastedildiğinin tam olarak açık olmadığı belirtilir. Dolayısıyla buradaki ilim kelimesinin marifetullah anlamında kullanılma ihtimalinden dolayı âyetin iman konusuyla ilgili olduğu üzerinde durulur. Böylece âyette ifade edilen “ilimde rusuh sahibi” ifadesinin kapsamı genişletilmiş olur. Müteşabihin farklı derecelerde olabileceği belirtilir. Bir âyetin herhangi bir lafzının müteşabih olabileceği gibi, âyetin tamamının da müteşabih olabileceği üzerinde durulur. Aynı şekilde bir âyetin belli derecelerde müteşabih olacağı da belirtilir. Bu bağlamda Kurtubî’nin (öl. 671/1273) “Allah yerin ve göğün nurudur” âyetini tefsir etmesi kısmen müteşabih konusuna örnek olarak incelenir.Keywords : Tefsir, Müteşabih, Kur'ân, Tevil, Nur