- Kalite ve Strateji Yönetimi Dergisi
- Volume:2 Issue:1
- OSMANLI VE KUTUP STRATEJİSİNİN HARİTACILIK TARİHİ VE COĞRAFİ KEŞİFLER PERSPEKTİFİNDEN İNCELENMESİ...
OSMANLI VE KUTUP STRATEJİSİNİN HARİTACILIK TARİHİ VE COĞRAFİ KEŞİFLER PERSPEKTİFİNDEN İNCELENMESİ
Authors : Altay BAYATLI
Pages : 39-91
View : 16 | Download : 7
Publication Date : 2022-01-28
Article Type : Research Paper
Abstract :Bu çalışma, son yüzyıllara kadar bilinirliğinden öte gizemli bir kavram olan “Kutupların” Osmanlı tarafından neden stratejik görülmediği ve ne derecede önemsendiği üzerinedir. Osmanlı öncesi ve Osmanlı döneminde bu gizemli bölgelerin aslında bilindiği ama bu durumun çok önemsenmediği, ilginç bir şekilde mitoloji hatta çeşitli tılsımların konusu haline de geldiği görülmektedir. Osmanlı Devleti “Talassokratik” bir yapıya sahip olmadığından ne yazık ki Coğrafi Keşiflerden mahrum kalmış, okyanuslar ile başa çıkabilecek seviyede dirençli gemilerin inşasında pek başarılı olamamıştır. Ancak dünyaya adlarını duyuran Piri Reis, Takıyüddin ve Kâtip Çelebi gibi çok önemli bilim insanları yetiştirmiştir. O çağların haritacılığına ve fezaya (uzaya) olan merakları sonucu günümüze ulaşan oldukça önemli eserler bırakmışlardır. Nitekim konu kutuplar olunca ister istemez temel kaynaklar “Astronomi”, “Haritalar” ve “Harita Tarihi”, bir diğer kavram ile genel bağlamda “Coğrafi Bilimler” olmaktadır. Kuzey Kutbunun tamamının ve özellikle Güney Kutbunun keşfi haritacılığın gelişimi ve “Coğrafi Keşifler” ile doğrudan ilişkilidir. Coğrafi Keşiflerin başlangıcından önce “Bilinen Dünya” kavramı Batlamyus haritalarına dayanırken, keşiflerin başlamasını takiben özellikle 16. yüzyıl dolaylarında haritacılık (kartografya) oldukça büyük bir yarış haline gelerek günümüz harita biliminin temelleri atılmıştır. Duruma Osmanlı açısından bakıldığında ise “Acâ’ibü’l-mahlûkat ve Ğarâ’ibü’l-mevcûdât” gibi yazmalarda geçen tılsımlı bilgiler yerini Piri Reis’in “Kitab-ı Bahriye”‘si ve Kâtip Çelebi’nin “Cihannüm┑sı gibi bilimsel eserlere bırakmıştır. Ayrıca Kâtip Çelebi “İlhâmü'l-Mukaddes mine'l-Feyzi'l-Akdes” adlı eserinde Takıyüddin’e atıfta bulunarak kutup çevresinde (gece ve gündüzün 6 ay olduğu bölgeler şeklinde bahsederek) namaz ve oruç vakitlerini hesaplamıştır. Bu süreç batıda Batlamyus, Waldseemüller ve Ortelius gibi önemli kartografların sıkı şekilde takip edildiğini de ortaya koymaktadır. Bununla kalmayarak Takıyüddin’in “İstanbul Rasathanesi” bünyesinde kutuplar da dahil olmak üzere gezegenimiz hakkında oldukça önemli çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmaların en dikkat çekeni de 1581 senesinde “Şehinşehnâme” yazması içerisinde Nakkaş Osman’ın resmettiği (minyatürde) Takıyüddin’in çalıştığı İstanbul Rasathanesi bünyesinde bulunan “Dünya Küresi”dir. Bu küre keşfinden çok evvel Antarktika’yı bir kara parçası şeklinde adeta bir kıta olarak göstermektedir. Tüm bu Coğrafi Keşiflerin bilincine rağmen “kutuplar” da dahil olmak üzere Osmanlı bu bölgelere herhangi bir keşif girişiminde bulunmayarak uzun bir süre sadece gelişmeleri yakından takip etmeyi uygun görmüştür. 19. yüzyıla gelindiğinde de Coğrafi Keşiflerin doyuma ulaşması ile beraber Avrupa’dan getirtilen çeşitli harita ve atlaslar tercüme edilerek çoğaltılmıştır. Bu doğrultuda çalışmamızda araştırılan arşiv belgeleri ve el yazmalarında öncelikle kutupların bilinci ve Osmanlı devletinin bu olguyu nasıl gördüğü incelenerek bu olgu üzerinden daha sonra nasıl bir strateji uyguladığı veya neden uygulamadığı ele alınmıştır.Keywords : Kutup Stratejisi, Piri Reis, Kâtip Çelebi, Takiyüddin, Batlamyus Ptolemaios