- Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi Sosyal Ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi
- Volume:2014 Issue:3
- Kırsaldan Kente Göç ve Değişen Siyaset: Muş Örneği
Kırsaldan Kente Göç ve Değişen Siyaset: Muş Örneği
Authors : Arzu YILDIRIM
Pages : 25-32
Doi:10.18493/kmusekad.01692
View : 12 | Download : 9
Publication Date : 2014-09-01
Article Type : Research Paper
Abstract :Göç ve toplumsal-kavimsel hareketlilik tarihte uygarlıkların oluşmasında önemli bir etkendir. Birçok büyük uygarlıklar göçle beraber mekânda meydana gelen değişmenin, sanata, kültüre, hayata ve mimariye yansıması ile birlikte oluşmuştur. Örneğin Helen uygarlığı batı ile doğunun bir sentezini ifade ederken, sentez kendini yer değiştiren halklara, askerlere, sanatkârlara borçludur. Göçle beraber bugünkü Avrupa ulusları oluşmuştur. Tarihteki büyük göçler aynı zamanda farklı kültür ve geleneklerin yeni bir mekânda sentezini ifade eder. Göç mekânı yeniden biçimlendirir. Mimaride mekânın kullanımı ve yapının biçimi ve duruşu değişirken, şehirde ise yatay bir ilerleme meydana gelir. Böylece arazi daha çok şehrin içine kayar. Göç daha önceden inşa edilmiş kent kimliğini değiştirir, onun statik yapısını bozarak, yeni eklemelerde bulunur. Böylece değişim ve dönüşüm içinde kent, kendine yeni gelenlerin, eski kimliğine yeni kattıkları ile bir senteze ulaşır. Göç kentin zaman içindeki akan kimliğine müdahale ederek, ona bazen yeni yataklar ve debiler sunar. Kentle birlikte eski ve yeni milletler kaynaşarak, başka bir milletin oluşumuna kaynaklık ederler. Geçmiş dönemlerde göçle bilinen ve ünlenmiş Keltler gibi kavimler vardır. Karadeniz insanın çaldığı tulum ile İrlanda halkının çalgı aletlerindeki benzerlik kendisini göçe borçludur. Aynı zamanda göç siyasi sonuçlar doğuran hareketlerdir. Örneğin Frigya’lılar Ege’nin batı yakasından Anadolu’nun içlerine göç ederek Hitit’leri ortadan kaldırmışlardır. Dolayısıyla göç tarihte, şimdiki gibi, toplumsal, siyasal sonuçlar doğuran bir olgu olmuştur. Sanayi devrimi öncesi kentlerin göçle ilgili hikâyeleri genelde birbirine benzer. Hikâye sanayi devrimi sonrası, mekanikleşmeye bağlı olarak şehre yönelik iş bulmak amacıyla değişir. Köy artık eski üretkenliğini kaybetmiştir. Şehir sanayi öncesi dönemde temel özelliği olan tüketim yeri olmak yerine, sanayi devrimi sonrası üretim alanına dönüşmüştür. Üretimin temel amacı olan kar yani para sadece bütün mal ve hizmetleri satın alan değer değil, aynı zamanda bütün ekonomik ilişkileri belirleyen güç haline dönüşmüştür. 19.yy. da ülkeler, güçlü ordularından daha çok güçlü paralarına dayanmışlarıdır. Değişim aracı olan para, diğer bütün değişim araçlarının yerini aldıkça, paranın yoğunlaştığı şehir ise göç almaya başlamıştır. Şehirler göç aldıkça, mekân yatay olarak gelişmiş, sınıfsal ayrım ise kendiliğinden ortaya çıkmıştır. Kırdan kente göç oranı artış göstermeye başladığında ise, kır ve kent kavramları da eski anlamalarını yitirmeye başlarlar. Şehrin kendisi değişip dönüşürken, kente bağlı olan kırsal kesimde (köy) dönüşüme uğramaya başlar. 19.yy. boyunca kırsal kesimde yaşayan insanlar kentteki iş gücü talebinin karşılamak için kendi köylerinden kente yüksek oranlarda göç etmeye devam eder. Ülkemizde ki iş bulmak için göç ise 1950’lerden sonra görülmeye başlar. Bu araştırmada genel olarak bu göç olgusu incelendikten sonra 1990’dan sonra kırdan Muş’a olan göçler değerlendirilecektirKeywords : Göç, Kır, Kent, Muş