- Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi
- Volume:4 Issue:13
- Hinduizm ve İslâm Tasavvufuna Yaklaşımı ile Hindistan’ın Ünlü Türk Bilgini Şehzade Dârâ Şükûh...
Hinduizm ve İslâm Tasavvufuna Yaklaşımı ile Hindistan’ın Ünlü Türk Bilgini Şehzade Dârâ Şükûh
Authors : Berna KARAGÖZOĞLU
Pages : 96-121
View : 18 | Download : 9
Publication Date : 2017-12-26
Article Type : Research Paper
Abstract :17. Yüzyılda hoşgörülü yaklaşımı ile tanınan Babürlü padişah Celaleddin Ekber (1556-1605), Agra’yı başkent yapmıştır. O dönemde beş yüz bin nüfuslu Hindistan’ın en büyük şehirlerinden birisi olan Agra’da ulema, din bilgini ve filozoflar, Ekber’in önderliğinde bir araya toplanarak araştırmalar yapmışlardır. Bu araştırmalar neticesinde Hindistan’da var olan Hindu, İslâm, Zerdüşt, Hıristiyanlık ve Sikh gibi dinler arasında uzlaşma noktası bulmaya çalışılmıştır. Sufi hareketi ise on dördüncü ile on altıncı yüzyılın sosyo-din hareketidir. Tasavvufun manevî misyonu, öncelikle Hindistan'da, Müslüman yöneticilere politik hakimiyetlerinde yardımcı olmak ve İslam'ın yayılmasını sağlamaktır. Bu sebeple mutasavvıflar Müslümanlara fetihleri sırasında eşlik etmişlerdir. Mutasavvıfların öğretilerinin özü sevgiyle ve bağlılıkla insan ruhunun Allah ile birleşmesi dir. Vedantik felsefe ve Hint Budizmi üzerine yoğun çalışmalara sahip olan Müslüman din adamları, çeşitli dini metinde buluşmuş, Hindistan'ın büyük bilgeleri ile temas kurmuş ve Hint dinini çok yakından idrak edebilmişlerdir. Ekber, uzun saltanatı boyunca Hint alt kıtasının tüm şehirlerinde barış ve refahı sağlayabilmek için dinlerin bileşiminden “İlahi Din” adı ile adlandırdığı yeni bir dinî ortaya çıkarmaya çalışmıştır. Ekber’in ortaya koyduğu bu çalışma İmam Rabbani gibi pek çok İslâm bilgininin tepkisine yol açtığı gibi padişahlardan Ş ah Cihan ve Evrengzib de Ekber’in bu fikrine karşı çıkmıştır. Ancak Şah Cihan’ın oğlu Dârâ Şükûh (1615-1659) Ekber’in din ve ilim konusundaki düşüncelerini benimsemiş, padişah Ekber’den devraldığı bu mirası babasının tepkisine rağmen yaşatmaya çalışmıştır. Görüldüğü gibi Hindistan, tüm dinleri eşit gören Ekber, Cihangir, Dârâ Şükûh gibi hoşgörülü Müslüman yöneticileri tarafından idare edildiği gibi uzun soluklu bu yönetim sürecinde Evrengzib (Âlemgir) ya da Şah Cihan gibi radikal düşünceye sahip, Sünni yöneticiler tarafından da yönetilmiştir. Dârâ Şükûh’un çalışmaları iki kısımda sınıflandırılmıştır. Birinci kısım Azizler ve Mistisizm konulu çalışmalar başlığında toplanırken ikinci kısım ise Hinduizm ve Sanskritçeden Çeviriler başlığında toplanmıştır. Azizler ve Mistisizm ile ilgili çalışmalarını Sefînetü’l–Evliyâ, Sekînetü’l-Evliyâ, Risâle-i Haknûma, Tarikâtü’l-Hakikât, Hasanatü’l-Ârifîn, İksir-i Â’zam (Divan-ı Dârâ Şükûh) isimli kitaplarla ele almış, Hinduizme dair görüşlerini Mecmau’l-Bahreyn ve Mukâleme-i Baba Lâl ve Dârâ Şükûh isimli kitaplarında toplamış, Yoga Vasista, Sırr-ı Ekber (Upanişadlar), Bhagwat Gita gibi aslı Sanskritçe olan eserleri ise Farsçaya çevirmiştir. Çalışmamızda Türk bilgin Dârâ Şükûh’un şahsiyeti, ismi zikredilen eserleri ve tasavvufa olan bakış açısı anlatılacaktır.Keywords : Dârâ Şükûh, Hinduizm, Hindistanda dini inançlar, Hindistan, Farsça eserler