- Katre Uluslararası İnsan Araştırmaları Dergisi
- Issue:14
- Sünni-Alevi Beraberliğini Zedeleyen Dinî Nitelikli Bazı Asılsız İddialar Hakkında Mehmet Kırkıncı’nı...
Sünni-Alevi Beraberliğini Zedeleyen Dinî Nitelikli Bazı Asılsız İddialar Hakkında Mehmet Kırkıncı’nın Görüşleri
Authors : Halil Ahmet KIRKKILIÇ
Pages : 148-182
Doi:10.53427/katre.1190180
View : 11 | Download : 8
Publication Date : 2022-12-29
Article Type : Research Paper
Abstract :yetiştirdiği medrese tahsili görmüş otuz yedi eser sahibi önemli bir kanaat önderi ve bir düşünce adamıdır. 1960 darbesinin akabinde sebepsiz yere bazı Nur talebeleriyle birlikte evinden alınıp Sivas’a götürülmüş ve burada Alevi ileri gelenleriyle aynı koğuşa konulmuştu. Ülkenin birliğine ve bütünlüğüne büyük önem veren Kırkıncı, Sünnilerle Aleviler arasındaki bazı görüş ayrılıklarından rahatsızdı. Zira İslam düşmanları zaman zaman bu görüş ayrılıklarını kullanarak dini ve vatanı bir olan bu gruplar arasında düşmanlık tohumlarını ekmeye çalışıyorlardı. Hapishane ortamında olsa bile Kırkıncı, Alevi ileri gelenleriyle aynı koğuşta olup aralarındaki problemleri müzakere etme imkânı bulduğundan memnundu. Kırkıncı, bu müzakereleri daha sonra Alevilik Nedir? isimli eserinde kitaplaştırmıştır. Bu çalışmanın amacı Kırkıncı’nın Sünniler ve Aleviler arasında ihtilaf konusu olan meseleleri alt başlıklar altında ele alıp ayrıca bunları konuyla ilgili bilimsel çalışmalar açısından değerlendirmektir. Sünniler ve Aleviler arasındaki görüş ayrılıkları daha fazla olmakla birlikte bu çalışmada halk arasındaki söylentiler esas alınarak dokuz konunun incelenmesi tercih edilmiştir. Bunlardan beşi geçmişte Şia dünyasında da ciddiye alınmayan, ancak halk arasında söylenti olarak etkinliğini sürdüren meselelerdir. Bunlar da Hz. Ali’nin kendisini sevenlerin namazını kıldığı, Hz. Ali ve Âl-i Beyt’i seven bir Müslüman’ın ibadet mükellefiyetinin düşeceği, Hz. Ali’nin camide şehit edilmiş olması sebebiyle camide namaz kılmanın gerekli olmadığı, orucun aslında üç gün olarak farz kılındığı, Kur’an’dan bazı ayetlerin çıkarıldığı gibi iddialardır. Bunlar avam-ı nâs denilen sıradan insanlar arasında etkinliğini sürdüren, ancak ciddiye alınacak bir delile dayanmadıklarından Şia dünyasında dahi bilimsel anlamda tartışma konusu yapılmamış olan meselelerdir. Dokuz maddeden üçü, İslam dünyasında ilk fitnenin ve Şiîliğin ortaya çıkışında önemli bir rol oynayan Abdullah b. Sebe’nin ilk olarak ortaya attığı fikirlerdir: Bunlar Hz. Ali’nin ulûhiyeti, peygamber olduğu, şehit edildikten sonra göğe yükseltilip dünyayı adaletle doldurmak için tekrar yeryüzüne ineceği gibi iddialardır. Bu düşünceler bir müddet Hz. Ali’ye taraftar olan bir kısım insanlar tarafından benimsenmiş olsa dahi ciddi anlamda Şia mezhebi içinde yer bulamadı. Bu üç görüş Şia içinde taraftar bulamasa da diğer görüşlerin ciddi anlamda savunulduğu görülmektedir. Özellikle halifeliğin Hz. Ali’nin hakkı olduğu meselesi Hz. Ebu Bekir’in halife seçilmesinden itibaren savunulan bir görüş olmuştur. Şia mezhebi Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman’ın hilafet makamına getirilmesiyle Hz. Ali’nin hakkının gasp edildiği iddiasındadır. Ehl-i Sünnet birinci halifenin Hz. Ebu Bekir, ikinci halifenin Hz. Ömer, üçüncü halifenin Hz. Osman, dördüncü halifenin Hz. Ali olduğunu ve hepsinin meşru halifeler olduklarını kabul etmektedir. Alevilerin de dâhil olduğu Şia mezhebinin çoğunluğu ise ilk üç halifenin halifeliklerini meşru görmedikleri gibi bunların Hz. Ali’nin hilafet hakkını gasp ettiklerini iddia etmektedirler.Keywords : İslam mezhepleri tarihi, Sünni, Şii, Alevi, Mehmet Kırkıncı, Halifelik, History of Islamic sects, Sunni, Shiite, Caliphate