- Kaygı. Bursa Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi
- Volume:23 Issue:3 Special Issue
- Kant’ın Sonu Belirsiz Olana Doğru Sürekli Azalan Küçüklere Dair Görü Anlayışının Tespiti ve Günümüzd...
Kant’ın Sonu Belirsiz Olana Doğru Sürekli Azalan Küçüklere Dair Görü Anlayışının Tespiti ve Günümüzde Yeniden Yapılandırılması
Authors : Fazilet Fatıma Alçık
Pages : 212-247
Doi:10.20981/kaygi.1508232
View : 86 | Download : 96
Publication Date : 2024-10-31
Article Type : Research Paper
Abstract :Kant’ın sistemi içinde, insan zihninin bütün bir birim olarak yakalayamadığı sonsuz küçüğü (Infinitesimal) kavramak nasıl mümkündür? Buna uygun bir görü var mıdır? Kalkülüsün 18. yüzyılda gelişmesiyle birlikte, bu iki kritik soru Kant’ın da yakından ilgilendiği sorular haline gelmiştir. Kalkülüsün gelişimi, fiziğin matematikselleştirilmesinde sonsuz küçüğün analizde kullanılmasını gerektirmiştir. Bu gereklilik; cebir anlayışı, uzayın yapısı, sonsuzun matematikte nasıl anlaşılması gerektiği ve süreklilik hakkında tartışmalara neden olmuştur. Kritik döneminde Kant, matematiği, sentetik a priori yargı çerçevesinde zamanın görüsü ve sayı şeması sayesinde birimlerin art arda inşası ile olanaklı kılarken kalkülüs için aynı ifadeleri kullanamaz. Tartışmalara cevap için Grundlegung zur Metaphysische Anfangsgründe der Naturwissenschaft’ı (1786) yazan Kant, öncelikle sonsuz küçük bölünmenin içinde mümkün olduğu bir uzay tasarımında bulunur. Fakat, sonsuz küçük büyüklüklerin bölünebilirliklerini sürekli maddenin parçalarına ‘gerçek’ (Wirkliche) bir uzaklık atfetmeden gerçekleştirdiğimizi ve bunu saf aklın ideası sayesinde yaptığımızı savunur. Burada, ‘İdeanın sağladığı sonsuz sürekli bölünebilir maddenin olduğu uzay, görünün nesnesi haline nasıl gelecek?’ sorusunu ele almamız gerekir. Bu nedenle bu makalede, aklın ideasının düzenleyici bir işlev içinde bunu nasıl mümkün kıldığı ve bu uzayın görüyle ilişkisinin nasıl kurulduğu soruşturulacaktır. Bu cevapları verirken Kant’ın Transition From The Metaphysical Foundations of Natural Science to Physics projesinde fark ettiği gedik (Gap) için ‘Doğa biliminin genel a priori ilkeleri ampirik fiziğin spesifik sonuçlarına nasıl bağlanacak?’ sorusuna nasıl yanıt verdiği açıklanacaktır. Geçiş Projesi’nde, Michael Friedman’a referansla, Kant’ın kurucu-düzenleyici işlevler ayrımını bulanıklaştırmak zorunda kaldığı gösterilecek ve aklın transandantal ideal olarak uzayın bütününün temsili bakımından kurucu olduğu tek rolün olup olmadığı açığa çıkarılacaktır.Keywords : Sonsuz Küçük, Uzay, Dışsal Görü, Süreklilik, Madde, Transandantal İdeal, Aklın İdesi