- Litera: Dil Edebiyat ve Kültür Araştırmaları Dergisi
- Volume:22 Issue:1
- THE PARADOX OF THE ‘MUSLIM BRITISH NATIONAL’ IN MONICA ALI’S BRICK LANE
THE PARADOX OF THE ‘MUSLIM BRITISH NATIONAL’ IN MONICA ALI’S BRICK LANE
Authors : Yıldız Kılıç, Yildiz KİLİC
Pages : 37-52
View : 11 | Download : 8
Publication Date : 2011-01-03
Article Type : Research Paper
Abstract :İngiltere’nin çok-kültürlü kimliği yeni ve tehlikeli bir ‘öteki’ keşfetmiş bulunmakta. Karayip Adaları ve Hindistan’dan İngiltere’ye 1930’lar ve 50’lerde göç eden azınlıklara duyulan nefrete, milenyum-sonrasında ‘İslamafobi’nin eklenmesiyle, bu kimlik daha da karmaşık bir hal almıştır. Patlamaya gebe bu ortama, Monica Ali’nin Brick Lane (2003) adlı romanı kışkırtıcı bir söylemle, gelişmekte olan karşıt nefretin doğasını irdeler ve direncin kaynağını geçmişte munis ve sessiz kalan Müslüman ‘esnaf’ kesiminde bulur. Brick Lane, İslam’ı kuşatan ‘karanlık bilinmez’ söylemini aşarak, insani boyutlarıyla açıklığa kavuşturur. İngiliz kültüründe yeniden tanımlanan Müslüman zümre, böylece Amerika’nın teşvik ettiği söylem doğrultusunda, beşeriyetten uzak, soyut bir ‘kötülük’ ilede ğerlendirilmektense, toplumsal kopukluğu yaşamış ve tahammülsüzlüğe maruz kalmış bir kesim olarak tanımlanır. Romanın ironiyle öne sürdüğü olası tehlike, Londra’nın her an maruz kalabileceği bir İslami ihtilal değil, eski sömürgeci gücün sebebiyet verdiği ve Müslüman azınlık tarafından o ana dek bastırılmış hayal kırıklığı ve engellenmişliğin, şimdi sömürgeci ülkenin kendi ‘güvenlikli bölgesinde’ ifade ediliyor olması. Brick Lane, ‘sömürgecilik-sonrası’ kuramı biçimsel olarak önemsemeyip, kişisel varoluş çabası olarak irdelemekte: bunun nedeni romanın İslam kimliğini bir inanç sistemi olduğu ölçüde, aynı zamanda sosyal yönetim biçimi olarak da belirlemesinden kaynaklanıyor. Brick Lane, İslam’ın ideolojik veya siyasi boyutuyla birebir yüzleşmese de, bireye İslam adına dayatılan, özerk kimliğini din kisvesi altında keyfi ve politik amaçlı kurallarla sınırlayan ve bu dayatmaların daha sonra içselleştirilmiş bir davranış biçimine getiren yapıyı eleştirmekte. Konuya neredeyse salt kadın açısından yaklaşıldığı için ırk çatışması kişinin birebir ezilmesi ve bu olay karşısında duyduğu çaresizlik ve kızgınlık olarak betimlenmekte. Bu kadın-sorunsalı eğretilemesinin açılımı gayet net: sözde tehlike unsuru olan Müslüman, dayatılan din/sosyal dogmaların bir ürünü olarak zararı kendine olan bir kadın imgesidir: yaygın Batı söylemine karşı, İslam’ın karmaşasına ve kişisel tehlikelerine maruz tek kişi, çözümsüz bir aitlik arayışında olan Müslüman İngiliz’in ta kendisi.Keywords : İngilterenin, Karayip, Adaları