- Akdeniz Üniversitesi İletişim Fakültesi Dergisi
- Issue:31
- Etik Bir Değer Olarak Utanç Duygusu İnsan Olmanın Dayanılmaz Sessizliğİi
Etik Bir Değer Olarak Utanç Duygusu İnsan Olmanın Dayanılmaz Sessizliğİi
Authors : Sıdıka YILMAZ
Pages : 623-642
Doi:10.31123/akil.529041
View : 10 | Download : 4
Publication Date : 2019-06-30
Article Type : Research Paper
Abstract :İnsan psikolojik bir varlık olarak hayatın içinde bir şeylerden hep utandı ve utanmaya da devam ediyor. Bu yüzden bu hissi/ bu hâli anlamaya yönelik çaba insanı anlama konusunda merkezi/önemli bir yerde duruyor. Bir taraftan bir baskı unsuru olarak işleyen ama aynı zamanda da insan ile insan arasındaki ilişkinin incelikli yerlerinde dolanması itibariyle utanma üzerine düşünmek haklı bir ilgi olarak duruyor karşımızda. Hayat değiştikçe hiç kuşkusuz utanmayla kurduğumuz ilişki de değişip dönüşüyor. İnsanlık tarihi bu anlamda bir yanıyla da utanmalar tarihidir; çocukluktan itibaren sosyal alan sınav alanı gibi işler. Davranışlarımızın nasıl olması gerektiğini tartıp biçerken bir taraftan deneyimin sonsun evreninde kendimize yer edinir, keskin davranışlar edindiğimizin farkına bile varamayız; öğrenilmiş olan bir yerlere yerleşmiştir. İçinde bulunduğumuz topluluk duygularımızın haritasını belirleme konusunda son derece güçlüdür ve bizim yerleşeceğimiz alanın neresi olduğu konusunda bize yol gösterir. Bu harita aynı zamanda etik kodların belirlendiği yerdir. İnsani bir hâl olarak utanma bu nedenle aynı zamanda etik kodların içinde yeşerir, belirir. Yetişkin insan olmak utanmayla olan ilişkimizi değiştirip dönüştürse de geçmişte deneyimlenmiş utanç hikâyeleri duygusal evrenimizin bir parçası olarak derinliklerimizde bir yerlerde kalır. Modern çağ insana daha iyi bir hayat vadederken, aklımızla bunu gerçekleştirebileceğimize de inandırmıştı. Gelinen durumda, Bauman’ın vurguladığı gibi günümüz insanı hiçbir yükümlülük altına girmek istemeyerek, insani pek çok sefalet üretmektedir (Bauman, 2005: 22). Bu oluşan hal/sefalet durumu giderek daha çok bireyselleşen bireyler yaratırken, insan ile insan arasındaki ilişkide etik değerlerde bir eksen kaymasına neden olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle utanma kimi ve çoğu zaman bir haslete dönüşürken; aynı zamanda da tarihsel sürecin iktidar ilişkilerini yeniden üreten bir alanda kendini var ettiği için, sorgulanması gereken bir durum olarak çıkıyor karşımıza. Çalışma insan ve utanma arasındaki bu karmaşık alanın kimi yerlerini görebilme ve anlama çabasıdır. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi İletişim Etiği Dersi kapsamında çeşitli yıllarda utanç bir sınav sorusu olarak sorulmuştur. Çalışma öğrencilerin sınav kağıtlarında utanmayla ilgili anlatılarının değerlendirilmesi üzerinedirKeywords : Utanma, çocukluk, iletişim ve utanma