- AKRA Kültür Sanat ve Edebiyat Dergisi
- Volume:7 Issue:17
- SOSYAL DEĞİŞİMLER EVRİMİNDE DEĞİŞMEYENLER GERÇEĞİ VE AYTMATOV ESTETİĞİ-2
SOSYAL DEĞİŞİMLER EVRİMİNDE DEĞİŞMEYENLER GERÇEĞİ VE AYTMATOV ESTETİĞİ-2
Authors : Ahmet SARIGÜL
Pages : 61-96
Doi:10.31126/akrajournal.461243
View : 14 | Download : 7
Publication Date : 2019-01-01
Article Type : Research Paper
Abstract :ÖZET Edebi eser; örf, adet, gelenek ve göreneklerin (kültür ve medeniyet) tarih süreci içerisinde meydana getirmiş oldukları sözlü ve yazılı ürünleri yeniden ele alıp işleme, yerel ve yöresel tasvirlerle renklendirilmiş olana kendi rengini katma; kelimeleri sıradanlıktan çıkararak yeni bir aydınlığa kavuşturma misyonunu üstlenmiştir. Bu yönüyle edebiyat/edebi eser, kurgusal dünyanın kurmaca kahramanlarına ait içselliğin öylesinelik atmosferinde derinlemesine analiz edildiği, anlatıcı tarafından kurmaca karakterlerin içsellikleri ve akılndan geçirdiklerinin en iyi bir biçimde dile getirildiği yegâne iletişim aracı ve diplomasi dilidir. Bir başka yönüyle de dışsallığı içselliğe dönüştüren ve bu dönüşümü kendi içtenliği içerisinde ifade eden kurgusal bir söyleyiş biçimidir. Aslında içsellik ifade-i meram noktasında siyasetin ta kendisidir. Kurgusal âlemin içine işlenmiş/gizlenmiş olan ideolojiyi olumlama/karşı koyma teknikleriyle biçimlenmiş olan edebi eserler genel itibariyle siyasal erkin karşısına özgün bir içsellik ve benlik ile çıkar ki sanatçı bunu yapmakla aslında kendi bakış açısı ve siyasetini ortaya koymuş olur. Bu durum aynı zamanda içselliğin/içtenliğin/ben’in ortaya konuluş yönüyle bir tür siyaset olduğunun da açık edilişidir. Her edebi eser yeni bir ben, yeni bir kimlik ve bu kimliğin dili bağlamında yeni bir içsellik arayışıdır. Bu içsellik toplum tarafından kabul görmüş, üzerinde söz birliği edilmiş, ortak dil, tarih ve ahlak sistemine entegre olmuş bir sıradanlık içermeyip derlediği doneleri analizlerle parçalayan veya özgün sentezlerle kendilik kalıbına oturtan bir “Özben” ruhudur. Ancak Burjuva toplumları ile tiranik rejim ortamlarında resmi ideolojinin baskısı dışsalın içsele dönüşümünü hızlandırırken içsel söylemin dışsal söyleme dönüşmesini zorlaştırır ve bu iki söylem arasında birtakım çelişkilerin ortaya çıkmasına neden olur. Yazar söz konusu çelişkiyi aşmaya yönelik ya kendi iç söylemine sansür uygular ya da söz çeperlerini kırarak bir başkaldırıya imza atar ki bu psikolojik baskı espri ve dil sürçmelerini de içine alan birtakım söylemsel patolojik formülasyonların ortaya çıkmasına yol açar. Bu formülasyonlar ise söz akışıyla ilintili olmak üzere yer yer motif ve sembollerle özdeşleşir. Aynı zamanda üslup ve estetiğin bir gereği olarak arketipsel imgelerle bir bütünlük sağlayarak söyleyişe farklı bir söz zenginliği/güzelliği ve ifade özgürlüğü kazandırmış olurlar. Bu özgün söz zenginliği, ifade özgürlüğü ve güzelliğini esas alan Aytmatov, anlatılarına bu zenginlik ve özgürlüğü katmak; orijinalite ve kendilik kazandırmak amacıyla ait olduğu coğrafyanın milli-manevî dinamiklerine yönelmiştir. Milli hafızanın temel taşlarını oluşturan destan, legenda, efsane, masal, öykü ve türküleri kendine özgürlük ve özgünlük kaynağı olarak seçen yazar, bu kaynaklara ait geleneksel içselliği kendi içselliği ile sentezleyerek içsel romantizmi özgünleştirmiştir. Ayrıca yazar bu içsel romantizmi estetiğin görsel zenginliği ile mezcederek Kırgız-Türk kültür ve medeniyetini, sosyo-psikolojik duyuş ve anlayış biçimlerini evrensel bir boyuta yükseltmiştir. Kendi özgün içselini keşfetmiş olan yazar aynı zamanda kendi özgün dil ve söyleyişini de keşfetmiş olduğundan resmi dili kurgulayan hâkim iktidar (sistem ve tiranları) ile de hesaplaşma güç ve kudretini elde etmiştir.Keywords : Aytmatov, içsellik, estetik, üslup