- Mülkiye Dergisi
- Volume:48 Issue:1
- Kapitalizmin Kurucu Dinamizmi Olarak Göç Olgusu: Makinesel ve Kolektif Sözcelem Asamblajların İzinde...
Kapitalizmin Kurucu Dinamizmi Olarak Göç Olgusu: Makinesel ve Kolektif Sözcelem Asamblajların İzinde Eleştirel Bir Analiz
Authors : Emre Özcan
Pages : 157-184
Doi:10.25064/mulkiye.1342180
View : 128 | Download : 61
Publication Date : 2024-03-15
Article Type : Research Paper
Abstract :Bu çalışma, 21. yüzyılın ilk çeyreğini sarsan önemli olgulardan biri olan göç ve mültecilik konusuna dair Modernist Marksizmle karakterize olan geleneksel sol kavrayışın söylem ve pratiğine eleştiri getirmektedir. Ortadoğu’da sonlanamayan iç savaşlar, Rusya ile Ukrayna arasında büyüyen gerilimler, yeni sömürgecilik biçimleri ve kendinden yüksek sesle söz ettirmeye başlayan “iklim mülteciliği” meseleleriyle birlikte evrensel bir Marksizm iddiasındaki modernist sol paradigma ciddi bir sınavdan geçmektedir. Bu paradigma, öncelikle göç olgusunun kapitalizmin kendinde değil, kapma yoluyla çalışan bir kurucu dinamizmi olduğunu göz ardı etmektedir. İkincisi ise mevcut mülteci konusunu kapitalizmin krizinin bir sonucu şeklinde tasavvur ederek, tam tersine bunun bizatihi kendisinin kapitalizmi ve ulus-devletleri krize soktuğunu kaçırmaktadır. Bu iki hatanın odağında ise göç ve mülteciliği “edimsel şey durumu” olarak kavramak, onun virtüel akışlarını aramamak ve bir anlamda edimsel ile virtüeli birbirinden kopararak düşünmek yatmaktadır. Buna bağlı olarak da göç ve mülteciliğin, politik bir öznellik olarak değil, mağduriyet çerçevesinde ele alınıp, “insanileştirilerek” nesneleştirildiği bir tablo, bu gruplar hakkında yalnızca yerli-yurtlulaştıklarında konuşulabileceği yönündeki anlayışa dayanarak ortaya çıkmaktadır. Bunun uzantısı ise göçmen ve mülteci grupların, direniş öznelliği içerisinden düşünülmemesidir. Toplumsal hareketlerin sahasında işçi sınıfı hareketi, kadın hareketi, öğrenci hareketi gibi örgütlü, kolektif bir direniş pratiğinin analizine dahil edilmemesidir. Başka bir ifadeyle güçlenmiş bir eylemliliğin odağında somut bir direniş çözümlemesinin öznelliği olarak görülmemeleridir. Bu, sanki kaçış çizgilerinden azade bir kolektif öznellik varmışçasına davranmaktır. Nihayetinde hepimiz Deleuze ve Guattari’den hareketle molar, moleküler ve kaçış çizgilerinden oluşmaktayız. Göçmen ve mülteciliğe yönelik derinlikli bir analiz birbirine içkin bu üç çizgi üzerinden bu grupların ele alınmasını gerektirir. Kaldı ki, son dönemde Avrupa’da ve Ortadoğu’da ivme kazanan toplumsal hareketlerin göçmen ve mültecilik üzerinden nasıl da yükseldiği aşikardır. Tüm bunların doğrultusunda bu çalışma, Deleuze ve Guattari’nin “ifade ve içerik”, “katmanlaşma”, “makinesel ve sözcelem asamblajları” gibi kavramları etrafında bu tabloyu çözümlemekte ve göçmen ve mülteci nüfusunu direniş öznelliği içerisinden düşünebilmenin yollarını aramaya davet etmektedir.Keywords : asamblaj, göç, ifade içerik, kaçış çizgileri, kurucu dinamizm